Sevr, dedi, Sevr…
Sevr neydi?
Almanya ile birlikte İngiliz, Fransız ve Ruslara karşı Birinci Dünya Harbi’ne giren Osmanlı Devleti yenilir. 30 Ekim 1918, Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır ve bu savaş dünya harbine giren ülkeler için biter. Osmanlı için bitmez. Harbi kaybeden Sultan Vahdettin için iki seçenek vardır; ya kayıtsız şartsız teslimiyet ya da işgale karşı direniş. Birinciyi seçer, işgalcilerle işbirliğine gider; Osmanlı topraklarının Ankara dolayları bir yana, kȃğıt üzerinde de olsa, kalanı; Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyanlara, hatta Ermeni ve Rumlara terk edilir (1920 Sevr Antlaşması). Sevr için tartışma açıktır. Sevr’in bir başarı, kurtuluş savaşı sonu Lozan’ın ise bir hezimet olduğunu ileri süren düşünceler görülmektedir.
Sevr’e göre; İstanbul hilafet ve saltanat yeri olarak Osmanlı’ya bırakılır. Boğazlar, yabancı denetimine açılır. Güneydoğu; önce Kürdistan adını alır, özerk olur, ardından bağımsızlığa gider. Batı; İzmir ve bölgesi ile Doğu Trakya Yunanistan’a verilir. Orta ve Doğu Anadolu; bir büyük Ermenistan kurulur. Güney; Suriye, Filistin, Irak, Hicaz, Mısır, Sudan, Kıbrıs, Fas, Tunus, Libya ve Ege adaları Osmanlı’dan alınır. Sevr; Osmanlı Devleti Ankara dolaylarında, etrafı kuşatılmış, dili, kimliği, bayrağı ve vatanı hakimde olmayan, korunamayan bir cansız varlığa dönüşür.
İşte Sevr budur; yok olmak!
MHP Lideri Bahçeli, Sevr’i günümüze taşıyıp şöyle diyor; "Türklerin Anadolu'dan çıkarılması için yüzyıllardır düşmanlık kuyruğunda nöbet tutan Haçlılar, sonunda içimizden devşirdikleri işbirlikçilerle en önemli adımlarını atmışlardır. Hatta Sevr imzalanmadan evvel, bizzat hain Damat Ferit'in öncülüğünde 12 Eylül 1919'da Kürdistan'ın kurulması konusunda yabancılarla gizli bir anlaşma yapılmıştır. Bu sefalet yuvaları, bu milliyet ve millet hasımları; bağımsızlığımızı gözden çıkarmışlar, boyunduruk altında yaşamak için yandaşlarıyla sözleşmişlerdir. Zira bunlar da bugünkü iktidar koltuğunda oturanlar gibi milli haysiyet yoktur ve hiç de görülmemiştir.
Manda ve himaye taraftarları, işgal yardakçıları, yabancı muhipleri, bölünme ve dağılma elçileri köşe başlarını tutmuş, uğruna nice millet evladının şehit olduğu Türk vatanını peşkeş çekmeye cüret etmişlerdir. Fakat Türk milletinin iman ve iradesi alçaklara teslim olmamış, zillete geçit vermemiştir. Milleti koyun sürüsü, kendilerini de çoban olarak görenler, Türk milletinin kahrından, kuvvetinden ve tarihi kudretinden habersiz olduklarını sömürgecilerin uşağı olmakla kanıtlamışlardır."
Bahçeli’nin tarihsel dayanak bulan bu açıklamalarına katılmamak mümkün değil, ancak…
Ancak, Bahçeli sözlerini şöyle bağlıyor; "Devletimizin akıbeti belli olacaktır. Ya yurdum diyeceğiz, ya yutulmaya razı olacağız. Ya ülkem diyeceğiz, ya topraklarımızın üleşilmesine göz yumacağız. Ya bütünlük diyeceğiz, ya bölünmeyi sineye çekeceğiz. Ya Türkiye ve Türk milleti diyeceğiz ya da tükenmeye, dağılmaya ve parçalanmaya katlanacağız."
Bu noktayı anlayabilmek zor. Çünkü Devlet Bahçeli, Türk milletinin kaderini seçimlere bağlıyor ve seçim sonuçlarının bu kaderi tayin edeceğini söylüyor.
İşte buna katılmak mümkün değil!
Hiçbir seçim Türk milletinin kaderini, varlığını ve bekasını tayin edemez!
Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişi ve bizim inancımızla; dünya durdukça Türk Milleti yaşayacak ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!
Seçimler gelir geçer…
Partiler kazanır, kaybeder…
Ama asla Türk Milleti, devleti ve Cumhuriyeti kaybetmez; zor günler yaşayabilir, hepsini aşmasını da bilir, tıpkı tarihinde aşmış olduğu gibi…
Erdal Sarızeybek
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Balıkesir'de Açıklaması.Sevr neydi?
Yüzyıl öncesi -bugün hala oynanmaktadır..
Türk milletinin gözünü açmak için ileride büyük ciltler hâlinde neşredeceğimiz bu ihanet silsilelerini burada saymaya imkân yoktur. Yalnız, eğer açılabilirse, savcının gözünü açmak için burada birkaç tarihî vakayı anmakla iktifa edeceğim:Türk milletinin idam fermanı olan Sevr Barışını ancak Ermeni aslından Damat Ferit, Arap Hâdi ve Arnavut Rıza Tevfik imzalamıştır. Rıza Tevfik imzada kullandığı kalemi Amerikan Kolleji'ne hediye etmiştir...Hüseyin Nihâl ATSIZ (1944 davası savunmasından
İngilize istanbul'un tapusunu verirke...
KİNİN DIŞA VURUMU!
AKP teröristlerin geleceğine odaklandı!
Yorum Gönder