Eski oyunların yeniden yapımları oyuna bambaşka bir bakış açısı katıyor. J.A: back in Action’da bunlardan birisi. Jagged Alliance: Back in Action, Jagged Alliance 2’nin tekrar yapımı olduğundan hikayeye dokunulmamış. Çok kısaca özetlemek gerekirse, diktatörlükle yönetilen Arulco adlı bir ülkeyi kurtarmak için tutulan bir grup kiralık askeri yönetiyoruz. Kiralık asker pazarından adam seçebiliyor, bunları donatabiliyor ve adım adım adanın tamamını ele geçirip diktatörün sonunu getirmeye çalışıyoruz. Askerlerimizi adanın büyük haritasında stratejik olarak yönlendirirken şehir, liman, askeri üs gibi alanlara geldiğimizde o alanın haritasına geçiyor ve bu defa timdeki askerleri birebir yöneterek çatışmaya komuta ediyoruz.
Bu kısım oyunun en keyifli yeri. Çünkü farklı yeteneklere sahip olan askerlerimizin her birini tek tek donatıp farklı yeteneklerini kullanabiliyoruz. Buradaki her karakter ayrı bir RPG karakteri gibi aslında. Her birinin envanteri, yetenekleri var ve üstü başı ayrı ayrı donatılabiliyor. Eski Jagged Alliance’da savaş kısmı tamamen sıra tabanlı olarak ilerlerdi. Burada oyunun yeni yapımcıları bir değişikliğe gitmişler ve savaşın tamamını istersek gerçek zamanlı olarak yapabilmemize imkan tanımışlar. Tabii ki savaşın çok hızlı akan bu düzeni içerisinde herşeye hakim olmak çok zor. O yüzden oyunu durdurup komutlar verdikten sonra devam edebileceğimiz ve böylelikle çok ince taktikler geliştirebileceğimiz bir ekranımız var. Buranın en keyifli kısmı karakterler arasındaki hareketleri koordine edebilmemiz. Mesela “X kapıyı açıp yana çekildikten sonra Y içeriye el bombası atsın” şeklinde bir emir verebiliyoruz. Özetle her karakter için hareket dizileri sıralayıp oyunu başlattığımızda bunların yerine getirilmesini izliyoruz. Burada işimizi bozan tek şey silahların tutukluk yapması olabiliyor. Askerlerimiz seviye atlıyor ve her seviyede yeteneklerini puan dağıtarak arttırabiliyorlar. Ayrıca silah tamir etme, arkadaşlarını iyileştirme gibi hareketlerde bu yetenekleri arttırabiliyor.
Dengeli bir takım oluşturmak gerek
Bir takımda herkesin keskin nişancı olması tabii ki en ideali. Ama silahlar tutukluk yapabildiğinden onları onarabilecek, mekanik yeteneği yüksek bir asker, yaralandıklarında onları toparlayabilecek “medical”, yani sıhhiye yeteneği yüksek bir ikinci asker ve ancak bunlardan sonra patlayıcıları kullanabilecek üçüncü bir askere ihtiyacımız oluyor. Patlayıcının önemi en çok havaya uçurulabilen duvarlarda ortaya çıkıyor. Eski oyunda her duvara patlayıcı koyabilirken burada maalesef uçurabileceğimiz duvarlar belli. Bu da ister istemez taktiklerinizi sınırlıyor ama genelde taktiksel açıdan uçurulabilecek her duvar işaretlendiğinden büyük bir sorun değil.
Her askerde hem uzak hem de yakın mesafe çatışmaları için en az iki silah bulunması gerekli. Bunun birinci sebebi çatışmada daha etkili sonuç alabilmek, ikinci sebebi de bir silahın mermisi biterse ötekine geçebilme lüksü. Zaten oyunda bir bölgede savaşa girdiğinizde eğer takımda herkes keskin nişancı tüfeğine sahipse ve alan açıksa düşman sizi fark edene kadar oldukça çok rakibi saf dışı bırakabiliyorsunuz. Ancak binaların arasına girdiğinizde iş değişiyor. Oyunda dost yada düşman her karakterin bir görüş alanı var. Eğer daha önce Commandos oyununu oynamışsanız oyunun tarzı size çok yabancı gelmeyecektir. Önemli olan bu görüş açısını doğru ayarlamak. Ayrıca karakterlerin ayakta, çömelmiş yada yatar vaziyette olmaları ve bu vaziyette ilerlemeleri onların aksiyon göstergesini de etkiliyor. Çünkü hareket ederken bu gösterge düşüyor. Bu yüzden çatışmaya girmeden önce karakterleri dinlendirmeniz gerekiyor. İkinci olarak karakterleri dinlendirmeden devamlı olarak ana haritada operasyondan operasyona koşuşturmanız bu göstergenin yükselebileceği en yüksek seviyeyi de düşürüyor. Yani tüm takımı hiç durmadan harekette tutamıyorsunuz. Bazen ana haritada onları hareketsiz tutup zaman geçirmeniz gerekebiliyor. Bu esnada takım dinleniyor. Siz dinlenirken karşı taraf boş durmuyor tabii ki. Ele geçirdiğiniz yerlere saldırıp oraları geri almak için saldırı takımları gönderiyor.
Ele geçirdiğiniz her yerde halktan bir kaç kişi direnişe katılıyor. Böylelikle siz yokken oraları savunabilecek adamlar oluyor. Bu adamları savaşta yapay zeka kontrol ediyor. Her bölgede askerlerin yanına gidip onları tek tek giydirmemiz ve ellerine silah vermemiz gerekiyor. Ama bu silahları berbat kullandıklarından 3 tabancalı direnişçi 5 palalı saldırgana yem olabiliyor. O yüzden bu bölgeleri de bizzat bizim savunmamız gerekiyor. Bu da ancak daha fazla kiralık asker almamızla mümkün olabiliyor. Bu yüzden biz belli bir bütçeyi toparlayıncaya kadar oyun yavaş ilerliyor. Ne zaman 4 farklı takım oluşturup bunları haritaya yayarak ikişer saldırı ikişer savunma takımı yaratıyoruz işte o zaman rahatlıyoruz.
Ele geçirdiğimiz her bölgeden görevler alıp bunları yerine getirebiliyoruz. Ayrıca bu bölgelerdeki satıcılardan alışveriş de yapabiliyoruz. Adamlarınız savaşta ölürse endileşelenmeyin. Oyun tam çatışma öncesinde bir save alıyor. Böylelikle hemen geriye dönebiliyorsunuz.
Oyunda kiralık asker ekranından aldığımız askerlere bir defa para harcayıp başka para vermiyoruz. Yani tek giderimiz yeni asker kiralamak veya ekipman satın almak oluyor. Bir ekonomi yönetme derdimiz yok. Bu da aslında oyundaki başka bir keyfi elimizden alıyor. Oyun, en başından itibaren o eski, nostaljik grafiklerle donatılmış. Bu eski havayı yansıtmak açısından başarılı ama grafikler daha iyi olabilirmiş.
Jagged Alliance: Back in Action, türü sevenler tarafından saatlerce oynanabilecek kadar güzel bir oyun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yorum Gönder